PRP

PRP, “Platelet Rich Plasma" (platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması) adı verilen tedavi yönteminin kısaltılmış ismidir.

Uygulaması

Bu uygulama bir kişiden alınan küçük miktardaki kanın özel bir tüpe konularak santrfüj işlemine tabi tutulduktan sonra bileşenlerine ayrılması ve elde edilen az miktardaki “platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma” nın (PRP) yine aynı kişiye enjeksiyon yoluyla geri verilmesini temel alır.

Toplamda yaklaşık 30 dakikalık bir uygulamadır. Kolayca, acısız biçimde uygulanır.

Sıkça Sorulan Sorular

Plateletler veya diğer adıyla trombositler vücudumuzdaki hasarlı dokuların onarımını ve doğal hallerine dönmelerine sağlamak için gerekli olan büyüme faktörlerini yapısında barındıran kan bileşenleridir. Dokularımızda her hangi bir hasar oluştuğunda kanımız plateletleri bu dokuya toplayarak bir onarım süreci başlatır. PRP uygulamasının amacı ise bu hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda plateleti verebilmektir. Böylece hasarlı dokunun onarımı da bu kadar hızlı ve güçlü bir şekilde başlar ve daha çabuk sonuçlanır, çünkü PRP ile elde edilen plateletlerin yoğunluğu kandakinden 2 ile 4 kat fazladır. Uzun etkilidir, deriyi en doğal biçimde yeniden canlandırır, yapılandırır, sadece yeni kollajen oluşumunu değil derinin tüm yaşamsal işlevlerini destekler, kırışıklıkları ve çizgileri deriyi doldurarak değil gençleştirerek gidermeye yardımcı olur.

Derimizin yaşlanması aynı yaralanma sürecinde olduğu gibi bazı fiziksel özelliklerini kaybetmesinden kaynaklıdır. Bu nedenle derimizi gençleştirmeye yönelik uygulamalarda aslında vücudumuzun bir yarayı iyileştirken yaptıklarını çeşitli yöntemlerle taklit ederiz. Örneğin lazer, peeling gibi yöntemlerle derimizde limitleri belli, hafif bir hasar verir ve bu hasarı derimize hızla iyileştirmek için tetikleyici bir güç olarak kullanırız, bu hasar sonrasında büyüme faktörleri salınır ve iyileşme süreci başlar. Dermokozmetik ürünler de benzer şekilde derimizi yeniden yapılandıran maddelerin veya sentetik olarak elde edilmiş büyüme faktörlerinin bir iyileşme süreci başlatmasını sağlar. Derideki bir hasarı en etkili, en hızlı ve en doğal biçimde onarabilecek yapı, yine derinin ait olduğu bütünün bir parçasıdır. Bu nedenle plazma uygulaması damarlarımızda dolaşan bu sihirli gücü harekete geçiren bir yöntem olarak gelişmiştir.

PRP uygulaması hücresel tedavinin uygulama alanlarından yalnızca biridir.Yeni bir yöntem değildir; dental(diş) implantlarla başlayan uygulama alanları estetik, tıp, ortopedi, iyileşmeyen yara tedavisi gibi alanlarda hızla yayılmaktadır. Yakın bir gelecekte kronik ağrı tedavisinde, tendon hasarlarında, romatizmal yakınmalarda PRP kullanımına ait çok sayıda bilimsel çalışmanın yayınlanması beklenmektedir.

Kök hücre tedavisi veya hücresel tedavi bir yaralanma veya hastalığı tedavi etmek amacıyla hasar görmüş olan bir organa yeni hücrelerin tanıtılması anlamına gelmektedir. PRP uygulanmasında ise hasarlı dokunun onarımı için onarımı başlatan ve uyaran bir faktör olarak plateletlerden yararlanılmaktadır ki uygulama bu anlamda birbirinden farklıdır.

PRP uygulması “otolog” dur, yani kullanılan plateletler hastanın kendisinden alınanlardır. Kanın alınması, plateletlerin ayrıştırılması gibi işlemler steril ve kapalı bir kit yardımıyla yapılmaktadır, yani dışarıdan da bir bulaşma riski yoktur. Bunların dışında, verilen plataletlere eklenen hiçbir şey mevcut değildir. Bu nedenle bu uygulama güvenilir olarak değerlendirilebilir.

Uygulamadan hemen sonra ciltte sağlıklı bir parlaklık ortaya çıkar. Daha sonra bu parlak görünümde biraz gerileme olur, ancak 3 veya 4 uygulamadan sonra (yani 1 kür uyguladıktan sonra) kalıcı bir etki belirgin hale gelir.

Saç PRP’si saç dökülmesi tedavisinde dökülmeyi durdurmak, var olan saç tellerini canlandırmak amacıyla kullanıldığı gibi saç ekimi sonrasında da iyileşme süresini hızlandırmak amacıyla kullanılabilir. Saç dökülmesi şikayeti olan hastalarda PRP enjeksiyonu ile zayıflamış saç kökleri uyarılır, saç kılları canlanır, kalınlaşır ve daha gür hale gelir. Saçlardaki kalite artışı, ortalama olarak PRP uygulamalarından 2- 6 ay sonra görülmeye başlanır ve tedavi devam ettirildiği ve destek uygulamaları yapıldığı sürece bu etkiyi korumak mümkündür.